29 Nisan 2012 Pazar

beynimizi verimli kullanmak

1- Beyin açık havadayken ve ayaktayken daha iyi çalışır. İnsan beyninin ayaktayken yaklaşık yüzde 10 daha fazla çalıştığı düşünülmektedir. Hayatınızla ilgili Önemli kararlar alırken açık havada veya doğada vakit gdeneyebilirsiniz.

2 – Yürürken kolları sallamak beynin performansını olumlu etkiliyor. Önemli kararlarınızı açık havada, kollarınızı sağa sola sallayarak yürürken almaya ne dersiniz?

3- Yabancı bir dil öğrenme beyni güçlendiriyor. Her gün birkaç yabancı ya da yerli yeni kelime öğrenip, kullanabilirsiniz. Sözlük okuyabilirsiniz. Alışveriş listesi veya telefon numaralarını ezberlemeyi deneyebilirsiniz.

4- Zihinsel jimnastik /antrenman yapın. Bunun için çeşitli bulmacaları çözebilirsiniz. Satranç gibi akıl oyunları oynayın.

5 – Rutin olarak tekrar ettiğiniz davranışlardan vazgeçin. Bazen telefonu sol elinizde tutun, çantanızı diğer elinizle taşıyın, evinize başka bir yoldan gidin. En azından bir günlüğüne televizyon kumandasını sık kullanmadığınız elinizde tutun.

6 – Entelektüel zevklerinizi geliştirmek için her gün mutlaka iyi bir özdeyiş antolojisinden birkaç cümle okuyun. Beyninizi kaliteli cümlelerle besleyin!

7 – Her gün güzel bir resme veya fotoğrafa bakmaya çalışın. Estetik algınız, gördüğünüz estetik şeyler kadar gelişir.

8 – Sevdiğiniz bir müziği bir süre gözleriniz kapalı dinleyin. Beyin otoriteleri tarafından klâsik müziğin zekâya 7 puan ekleyebildiği iddia edilmektedir.

9 – Günde aklınızdan 60 bin ile 80 bin arası düşünce geçer. Bu düşünceler ne hakkındaysa, hayatınız da ona göre şekillenir. Unutmayın, kafanızda en çok neyi düşünürseniz, hayatınızda da onu çoğaltırsınız.

10 – Bir konu hakkında düşünürken, nasıl düşündüğünüzü de gözlemleyin. Düşünmek üzerine düşünmek, beyin ve düşünce kapasitesini artırır.

11 – İyi bir uyku kaliteli bir beyin için şarttır. Çok uyuyorum diye üzülmeyin. Einstein‘in günlük 10 saatten fazla uyuduğu biliniyor. 24 saati geçen uykusuzluk beyinde sarhoşluğa benzer bir etki yapar.

12 – Bol ve temiz oksijen beyin için çok önemlidir. Beynimiz ağırlık olarak vücudumuzun yüzde 2’sini oluşturduğu halde, vücuda gelen oksijenin yüzde 25’ini tüketir. Oksijensiz kaldığımızda ölümü gerçekleşen ilk organımız beyindir. Odanızın penceresini açarak kendinize bol bol oksijen ısmarlayın.

13 – Farklı düşünme tarzları beyninizi geliştirir. Çocuklar ve hayvanlarla daha fazla vakit geçirin. Sizden farklı düşünen insanlarla konuşun.

14 – Kullanılmayan organ körelir. Sürekli televizyon seyrederek beyninizi “düşük viteste çalıştırmayın.

15 – Beynin en tehlikeli yanı “ters çaba” kuralına göre çalıştığı anlardır. Başınıza gelmesinden en çok korktuğunuz şeye odaklanırsanız, korktuğunuzu başınıza getirir! Buna ters çaba kuralı denir. Beyin odaklanılan hedef olumsuz olsa bile, bunu gerçekleştirmek için çalışır. Topluluk önünde konuşma yaparken “acaba heyecanlanır mıyım?” diye düşünürseniz, heyecanlanırsınız.

16 – Beyni yoran monotonluktur. Hayatınızı ne kadar renklendirirseniz, beyninizi o kadar neşelendirirsiniz.

17 – Beyin kısa süreli hafızada beş ile yedi arasındaki bilgiyi işleyebilir. Yeni bir bilgi gelince, bu bilgilerden birini atar. Buna “sihirli sayı” kuralı denir. Bu kural aşılıp aşırı bilgi yüklenmesi durumunda beynimiz “servis dışı” olur. Hayatınızın en büyük kararlarını alırken “kafadan “ değil, tıpkı beş haneli iki rakam grubunu çarparken yaptığınız gibi, bir kâğıt üzerine yazarak ne yapacağınızı hesaplayın.

18 – Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. Fiziksel zindelik, zihinsel zindelik getirir. Uzun süre hareketsiz kalmak, zihni de hareketsizleştirir. Spor yapmaya, fazla kilolarınızdan kurtulmaya özen gösterin. Yeterince su için. Çünkü, insan beyninin yüzde 78’i su ile kaplıdır.

19 – Ders çalışırken ilk öğrenilenler, son öğrenilenler, sık tekrarlananlar ve ilginç bulunanlar en çok akılda kalanlardır. Dersleri kısa aralar vererek çalışmak akıllıca bir harekettir.

20 – Bu hafta kafanızı nasıl daha iyi çalıştırabileceğiniz üzerine daha fazla düşünün. Unutmayın, beynimizi daha iyi çalıştırmak için kullanacağımız organ yine beynimiz“Aklınızı “başınıza” toplayın ve kullanın

solaklar

Sağ elini kullanan insanlar, solaklara göre ortalama dokuz yıl daha fazla yaşarlar.

kaplumbağalar

Kaplumbağalar hiçbirşey yemeden 3-4 yıl dayanabilirler.

akrepler

Akrepler ve bazı örümcekler yavrularını sırtlarında taşırlar.

Çiftleşme sonucu dişi akrep erkeğini yer.

3 hafta süreyle buz kalıbında dondurulan bir akrep buz eritildiğinde yürüyüp normal hayatına devam eder.

Akrepler 1 sene aç ve susuz yaşarlar. Kopan organları yeniden ortaya gelir. Radyasyona çok dayanıklıdır.

Akrep ve örümcekler görmekten çok dokunma ve duyu organı olanbir çift tarağını hassas bir radar gibi kullanırlar. Avlarının yitreşimini hissederek yerlerini tesbit ederler.

iskambildeki ''K'' lar

İskambil Kağıtlarındaki herbir K, gerçek bir kralı gösterir.

Sinek K - Kral David

Kupa K - Şarlman

Maça K - Büyük İskender

Karo K - Julius Sezar

en genç anne baba

Dünya'nın en genç ebeveynleri 1910 yılında ilk çocukları doğan, 8 ve 9 yaşlarındaki iki çinli idi.

ruj neyden yapılır?

Birçok ruj çeşidi balık pulu içerir.

çikolata ve köpekler

Çikolatanın köpekleri öldürdüğü doğrudur. Onların kalbine ve
sinir sistemine zarar verir. Yarım kilo kadar çikolata küçük bir köpeği
öldürebilir.

Einstein

Einstein 9 yaşına kadar düzgün konuşamamıştır. Ailesi onun
özürlü olduğunu düşünmüştür

zürafanın dili

Zürafa kulağını 53 santim uzunluğundaki dili ile temizler

tat almak

Eğer ağzımıza attığımız bir şeye tükürüğümüz değmese, onun
tadını anlayamayız.

şampanya ve üzüm

Bir bardak taze şampanyanın içine bir kuru üzüm atarsanız,
üzüm asansör gibi bardağın altından üstüne üstünden altına sürekli
dolaşır.

fare ve deve

Bir fare bir deveye oranla daha uzun süre susuzluğa
dayanabilir.

noel ağacı

Bizim “yılbaşı ağacı” dediğimiz “Noel ağacı”nın geçmişi 7. yüzyıla kadar gitmektedir. Almanya’ya gelen bir keşiş, burada Hıristiyanlıkla ilgili birçok faydalı çalışmalar yapar. Efsaneye göre ilk noel ağacını da o yapar. Keşiş, süslemek için köknar ağacını seçer. Çünkü ona göre köknarın üçgen biçimi Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’u temsil etmektedir. Keşişten etkilen insanlar, köknarı “Tanrı’nın ağacı” olarak görmeye başlar. 12. yüzyıldan itibaren Noellerde köknar ağaçları Hırıstiyanlığın sembolü olarak Avrupa’da yaygın bir şekilde kullanılmaya başlar. Sonraları bu gelenek Pensilvanyalı göçmenlerle Amerika’ya ulaşır.

ilginç hayvan özellikleri

Karıncalar uyumaz,Yılanlar duyamaz,Fareler kusamaz.

köpekbalıklarının koklama duyusu

Bir köpekbalığı 100 milyon damla deniz suyu içindeki bir damla kanı hissedebilir.

nazi ambleminin anlamı

Nazi Partisi amblemi yani "gamalı haç" aslında 4 tane "L" harfinden oluşur ve light-life-love-luck yani ışık-hayat-sevgi ve şansı simgeler .

yazı tura

Yazı-tura atmak eskiden o kadar ciddi bir işti ki; bir mahkumun idam edilmesinden, evliliğe kadar bir çok alanda bu yönteme başvuruluyor, anayasa bu şekilde uygulanıyordu.

cenaze töreninde neden siyah giyilir?

Binlerce yıl önce, cenaze törenine katılanlar, gömülecek ölünün hayaletinin orada bulunanlardan birinin bedenine girmek isteyeceğine inanıyorlardı ve hayaletten saklanmak için vücutlarını siyaha boyuyorlardı. Zamanla bu adet değişti ve cenazelerde siyah giyinme alışkanlığı olarak günümüze kadar geldi.

akrepler

Akrepler ömürlerinin %90' ını hareketsiz geçirirler ve 1 yıl boyunca beslenmeden yaşamlarını sürdürebilirler.

timsahın canı

Bir timsahın kafasını kesseniz bile, birkaç hafta daha yaşar

ufo ne demek?

''UFO'' dediğimiz şey aslında "Unidentified Flying Object" yani ''Tanımlanamayan Uçan Nesne'' dir.

barbie

Eğer barbie gerçekten yasasaydı vücut ölçüleri 97-72 82 cm olacaktı.

radyoaktivite

1 gram radyo aktif maddenin reaktörde yakılmasıyla E = m C2

kadar enerji açığa çıkar, sayısal değer olarak bu enerji;

E = m C2 = 1 g x (30.000.000.000 cm/sn)2 = 900.000.000.000.000.000.000 (900.000 katrilyon) Erg lik enerji açığa çıkar.

... Q = 900.000 katrilyon erg x 0,00000002389cal/erg=1.501.000.000.000 cal/1g kadar ısı enerjisi açığa çıkar. Bu değer ise;

P = 25.002.000 kWh/1g güce eşittir.

insan beyni

İnsan beyni hiç bir bilgisayarla karşılaştırılmayacak kadar karmaşık ve üstün bir sisteme sahiptir. Beynin içine derinlemesine girildikçe, bizim kavrayabilme sınırlarımızı zorlayan detaylarla karşılaşırız, orda henüz kavramayı tam olarak be...ceremediğimiz bambaşka bir dünya vardır. Bizim yerimize düşündüğünü zannettiğimiz beyin aslında karar verme yeteneğine sahip olmayan basit hücrelerden oluşur. Dişideki yumurta hücresinin, erkekten gelen sperm hücresiyle birleşmesi sonucu meydana gelen hücre, tekrar-tekrar bölünerek binlerce, milyonlarca hücre oluşturur. Vücutta bulunan tüm hücrelerin ortak özellikleri vardır. Çekirdek, mitekondri, sitoplazma vb... Fakat her hücre farklı bir dokuyu oluşturur. Beyin ve sinir sistemini oluşturan hücrelere nöron denir. Nöronların ise diğer hücrelerden belirgin olarak görülen farklılıkları akson ve dendrit adı verilen iki uzantılarının olmasıdır. Hücre çoğalmasının 18. gününde sinir sisteminin ilk farklılaşmaları oluşmaya baslar. Embriyonun sinir sistemi oluşmaya başlarken başkalaşan sinir hücrelerinin akson ve dendritleri hücre gövdesinden uzar. Her nöronun sahip olduğu akson ve dendritlerin uzunlukları birbirinden farklıdır ve hepsi sahip oldukları uzunluklara göre bir görev üstlenmişlerdir. Mesela, omurilikten ayağa mesaj iletecek akson 1 m. uzunluğundayken, gözümüzden beynimize uzanan diğer bir akson sadece 5 cm. uzunluğundadır. Vücuttaki milyarlarca akson ve dendrit, görevlerini gerçekleştirmek için sadece kendilerine gerekli olacak uzunluğa kadar gelişir ve ardından büyümeleri durur. Vücuttaki tüm nöronların sahip olduğu bu uzantılar sayesinde tüm bilgiler gereken yerlere iletilir. Nöronların bu şekilde olması, vücudun her kösesine yayılarak sinir sistemimizi oluşturmalarını ve vücudumuzdaki haberleşmeyi çok hızlı bir şekilde gerçekleştirmelerini sağlar. Böylece beyin vücuttaki her noktadan eksiksiz bilgi alır. İletişimin en önemli elemanları ise elbette ki nöronlardaki akson ve dendritlerdir. Her ikisi arasında çok uyumlu bir iş bölümü vardır. Dendritler gelen mesajı hücre gövdesine iletmekle, aksonlar ise hücre gövdesinde değerlendirilen bu mesajı başka bir nörona iletmekle görevlidirler.

Bir nöronun birden çok dendrite sahip olması onun vücudunun değişik yerlerindeki nöronlarla birebir iletişim halinde olmasını sağlar. İnsan bedenindeki 100 milyar nöron göz önüne alındığında ve bunların her birinin birden fazla dendrite sahip olduğu düşünüldüğünde, sinir sisteminin, ne kadar karmaşık olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Tipik bir nöron 1.000 ile 10.000 farklı bağlantıya sahip olabilir ve 1.000 farklı nörondan bilgi alabilir. Bu da, 'bir nöronun dendritleri, vücuttaki diğer 10.000 farklı nöronla dolaylı bağlantıya geçerek, onlardan da kendisine bilgi akışı olmasını sağlayabilir' demektir ki bu böylece uzayıp gider-. Bu rakamlar üzerinde düşündüğümüzde de, sinir sistemindeki sonsuz bağlantıların oluşturduğu karmaşık ağ daha iyi hayal edilebilir.

Beyin ve sinir sisteminde fiziksel katmana bakıldığında, işlemci, sinyal iletim ortamı ve yol verici olarak, sinir sisteminin temel öğesi olan nöron, ya da sinir hücresi görülmektedir. Sinir hücresini oluşturan dendrit, hücre gövdesi, akson ve akson uçları (sinaps) şekilde gösterilmiştir. Dendritler sinaptik sinyalleri girdi olarak almakta, hücre gövdesi bu sinyalleri -bilindiği kadarıyla- analog bir yöntemle işlemekte ve üretilen denetim sinyali ya da sinyalleri aksonlar aracılığı ile denetlenecek hedef hücrelere iletilmektedir.

Tipik bir nöron, hücre gövdesi ve dendritleri üzerine dış kaynaklardan gelen elektrik darbelerinden üç şekilde etkilenir. Gelen darbelerden bazısı nöronu uyarır, bazısı bastırır, geri kalanı da davranışında değişikliğe yol açar. Nöron yeterince uyarıldığında çıkış kablosundan (aksonundan) aşağı bir elektriksel işaret göndererek tepkisini gösterir. Genellikle bu tek akson üzerinde çok sayıda dallar olur. Aksondan inmekte olan elektrik işareti dallara ve alt dallara ve sonunda başka nöronlara ulaşarak onların davranışını etkiler. Nöron, çok sayıda başka nöronlardan genellikle elektrik darbesi biçiminde gelen verileri alır. Yaptığı iş bu girdilerin karmaşık ve dinamik bir toplamını yapmak ve bu bilgiyi aksonundan aşağı göndererek bir dizi elektrik darbesi biçiminde çok sayıda başka nörona iletmektir. Bu çalışma mantığı örnek alınarak yapay sinir ağları geliştirilmiştir. Nöron, bu etkinlikleri sürdürmek ve molekül sentezlemek için de enerji kullanır fakat başlıca işlevi işaret alıp işaret göndermektir, yani bilgi alışverişidir.

Ortalama bir beyinde milyarca sinir hücresi vardır. Dolayısıyla sayıları arttıkça beyin işlevlerinin de artacağı açıktır. Nöron sayısı kadar önemli olan bir diğer özellik; nöronların uzantıları aracılığı ile diğer nöronlarla oluşturdukları ilişkilerdir. Bilgi alışverişinin yapıldığı bu ilişki noktaları (sinapslar) nöron başına 1000 ile 10.000 arasında değişir. Sinapslar, etkiye akım var / akım yok şeklinde tepki gösterir. Demek ki, bir nöron 103 hatta 104 tepki verebilir. 1010 nöron olduğuna göre, sinir sisteminde tepki sayısı ya da bilgisayar deyimiyle söylersek bit sayısı, 10 trilyon ile 100 trilyon arasında değişecektir. Bu bit sayısı 500 sayfalık, bir milyon kitabı dolduracak büyüklüktedir. (Yaklaşık 116.416 Gb.)
SİZE SORUYORUM HİÇ İÇERDE NE OLUYO ? DİYE SORDUNUZMU KENDİNİZE